Akademik

Göğüs Hastalıkları Uzmanlığı solunum sistemi hastalıklarının tanı ve tedavisi ile ilgili bir disiplindir. Astım, KOAH, pnömoni, akciğer kanseri, tüberküloz, pulmoner emboli, interstsiyel akciğer hastalıkları, meslek hastalıkları ve uykuda solunum bozuklukları gibi hastalıklar Göğüs Hastalıkları uzmanlık alanının kapsamına girmektedir. Bronkoskopi, endobronşiyal ultrasonografi, torasik ultrasonografi ve girişimsel pulmonoloji (rijid bronkoskopi, stent uygulamaları, endobronşiyal volüm küçültme gibi) son yıllarda Göğüs Hastalıkları uzmanlık alanının tanı ve tedavi açısından hızla önem kazanmasına sebep olmuştur. Tıp Fakültesi eğitiminden sonra yapılan 4 yıllık uzmanlık eğitiminin ardından Göğüs Hastalıkları Uzmanı diploması alınmaktadır. Alerji ve immünoloji, yoğun bakım ve meslek hastalıkları Göğüs Hastalıkları Uzmanlık alanının yan dal alanlarıdır. Anabilim dalımızda uzmanlık eğitimi alan asistan hekimlerin; Göğüs Hastalıklarının tanı ve tedavi ilkeleri ile ilgili doğru ve yeterli bir eğitim almaları temel hedeftir. Tüm asistanlarımız bulundukları yıl ve eğitim düzeylerine göre görevler alarak eğitim görecekler, araştırma projelerinde çalışacak, ulusal ve uluslararası kongrelerde mesleki bilgi ve görgülerini geliştirecek, ayrıca içinde bulundukları bilimsel çalışmaları sunarak deneyim kazanacaktır.

 

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Tıp Fakültesi 15 Haziran 2020 tarihinde kurulmuş olup öğrencilerimiz 4., 5., ve 6. sınıf eğitimlerini Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Tıp Fakültesi Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesinde de sürdüreceklerdir. Hastanemizde donanımlı akademik kadromuz ile kaliteli, yenilikçi, bilimsel ve etkin eğitimimizi sürdürüp mesleğini en iyi icra edebilen , dürüst, etik ilkelere bağlı, yenilikleri takip eden , araştırmacı ve katılımcı iyi hekimler yetiştirmek en büyük hedefimizdir.

Solunum sistemi ile ilgili bilgilerin gelişmesi 15. yüzyıldan sonra Leonardo da Vinci ve Vesalius’un solunum organını tanımlanmasının ardından mümkün olabilmiştir. Leonardo da Vinci akciğer ve mediasten anatomisine ilişkin çizimler yaparak, akciğerlerin esnetilebilir süngerimsi bir dokudan oluştuğunu not etmiştir. Daha sonra 16. yüzyılda, Paracelsus madencilerde görülen bir akciğer hastalığı (Bergsucht) üzerine yazdığı raporlarla akciğer hastalıkların tanımlanmasına önemli katkılarda bulunmuştur. 1785 yılında Lavoisier solunumun kimyasal boyutunu açıklamayı başarmıştır. 19. yüzyılda gerçekleşen iki önemli buluş; 1819 yılında Laennec’in stetoskopu ve 1842 yılında Hutchinson’un spirometreyi buluşu solunum sistemi ve hastalıklarının anlaşılmasında yeni ufuklar açmıştır. 1844’de Koch’un tüberküloz basilini izole etmesi ile bir mikrobiyoloji laboratuarı ile birlikte çalışmak, her akciğer kliniği için vazgeçilmez bir ihtiyaç haline gelmiştir. 19. yüzyılın sonlarında, Wilhelm Conrad Röntgen’in X-ışınlarını keşfetmesi ile başlayan ve hızla gelişen radyolojik incelemeler, akciğer hastalıklarının tanısında çok önemli bir sıçramaya yol açmıştır. Bizim tarihimizde, Osmanlı Devleti 20. yüzyıl başında verem hastalığının tedavisi için sanatoryum kurmaya önem vermiş ve ilk olarak 1906 yılında Hamidiye Etfal Hastanesi’nde bir çocuk sanatoryumunu faaliyete geçirmiştir. Ülkemizde Verem Mücadele Cemiyetlerinin kuruluşuna Sağlık Bakanı Dr. Behçet Uz, Dr.Tevfik İsmail Gökçe, Ord. Prof. Dr.Tevfik Sağlam, Prof. Dr. Nusret Karasu öncülük etmiştir. Ülkemizde ilk kez 1949 yılında Ftizyoloji, verem hastalığını inceleyen ayrı bir uzmanlık dalı olarak tanınmış ve eğitim süresi üç yıl olarak belirlenmiştir. 1951yılında ilk Ftizyoloji Kürsüsü İstanbul Üniversitesi bünyesinde kurulmuş, yönetimine Ord. Prof. Dr. Tevfik Sağlam getirilmiştir. 1955 yılında göğüs hastalıkları uzmanlığı yalnız tüberkülozu değil, bütün akciğer hastalıklarını kapsayacak şekilde, “Göğüs Hastalıkları” adı ile ayrı bir dal olarak tanımlanmış ve eğitim süresi dört yıla çıkarılmıştır. 1962’de Ftizyoloji uzmanlık dalının adı “Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz (Ftizyoloji)” olarak değiştirilmiştir.